Selülit; cildin epidemis ve dermis* denen katmanlarının altında depolanan yağ hücrelerinin aşırı artması ile, bağ dokudaki ceplerin şeklinin ve dolayısıyla dış görünümün bozulmasına yol açan bir cilt problemidir.
Özellikle günlük hareketler ile kan dolaşımının yetersiz olduğu bölgelerde, bazen de hormonal bozukluk nedeni ile; kalça, üst bacak ve bazen de üst kol, selülitin kolay meydana geldiği bölgelerdir.
Selülitin bir çok nedeni olabildiği gibi iyileştirilmiş bir yaşam tarzı ile tedavisi mümkündür. Selülite neden olan başlıca sebepler;
Sağlıklı ve genç bir cilt, doğru nem seviyesini; seramitlerle, lipitlerle ve yağ asitleriyle çevrili olan ve bunlarla birlikte mühürlenmiş keratinositlerden oluşan nem bariyeri sayesinde korur. Cilt sağlığını kaybettikçe nem bariyerini mühürleyebilecek olan seramid, lipid ve yağ asitlerini daha az üretir ve bunun sonucunda transepidermal su kaybı ve kuruluk artar.
Cildin dermiste bulunan bir diğer yapısal proteini ise elastindir. Bu sarmal benzeri yapıdaki protein esnedikten sonra geri kendi yerine oturabilir ve böylece cilde elastik niteliğini verir. Cilt sağlığını yitirdikçe elastin lifleri esnekliklerinin çoğunu kaybeder ve fibroblastların içerisindeki elastin üretimi azalır. Sağlıklı elastin seviyelerindeki bu düşüş bazı alanlarda sıkılığın azalması ile sonuçlanır.
Cildin gençliğini korumak iyi bir cilt bakımı ile başlar. Cildin nem bariyerini desteklemek gereksiz cilt hasarlarını önlemenin ilk adımıdır.
Selülit, sadece kilolu insanlarda değil, zayıf kişilerde de görülür. Özellikle, egzersiz yapmayan, yeterince hareket etmeyen ve sağlıklı bir beslenme alışkanlığı olmayan kişilerde sıklıkla görülen bir cilt problemidir. Ancak bilinmelidir ki; selülitlerinizden sadece spor yaparak, tek başına topikal ürünler kullanarak veya sadece diyet alışkanlıklarınızı değiştirerek kurtulmanız mümkün olmayabilir. Net sonuçlar alabilmek için tüm bileşenler tarafından desteklenen bir program yürütmek en etkili sonuca ulaşmanızı sağlayacaktır.
